gulsahtprk
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ömer Seyfettin
  Namık Kemal
  Yahya Kemal Beyatlı
  Cemal Süreyya
  Halide Edip Adıvar
  Ahmet Hamdi Tanpınar
  Arif Nihat Asya
  Esat Mahmut Karakurt
  Hüseyin Nihal ATSIZ
  Hamdullah Suphi Tanrıöver
  İsmail Gaspıralı
  Mehmet Fuat Köprülü
  Nihad Sami Banarlı
  Mehmet Emin Yurdakul
  Mehmet Akif Ersoy
  Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
  Necip Fazıl Kısakürek
  Peyami Safa
  Reha Oğuz Türkkan
  Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  Yusuf Akçura
  Yunus Emre
  Yavuz Bülent Bakiler
  Ziya Gökalp
  Nüvide Gültunca Tulgar
  İsmet Özel
  Fazıl Hüsnü Dağlarca
  REŞAT NURİ GÜNTEKİN
  Orhan Pamuk
  Cahit Sıtkı TARANCI
  Zülfü Livaneli
  Nail Abbas Sayar
  Abdi İpekçi
  Abdullah Cevdet
  Abdülbaki Gölpınarlı
  ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
  Abdülhak Şinasi Hisar
  Abidin Dino
  Adalet Ağaoğlu
  Adalet Cimcoz
  Adnan Binyazar
  Adnan Özer
  Afşar Timuçin
  Ahmedi
  Ahmet Altan
  AHMED ARİF
  Ahmet Hikmet Müftüoğlu
  AHMET HAMDİ TANPINAR
  Ahmet Haşim
  Ahmet İhsan Tokgöz
  Ahmet Kabaklı
  AHMET KUTSİ TECER
  AHMED MİTHAD EFENDİ
  Ahmet Muhip Dıranas
  Ahmet Oktay
  AHMET PAŞA
  Ahmet Rasim
  Ahmet Şuayip
  Ahmet Ümit
Orhan Pamuk

                               Orhan Pamuk

Orhan Pamuk
Orhanpamuk2.jpg

Biyografi 

Orhan Pamuk yazarlığa 1974 yılında başladı. 1979 yılında ilk romanı olan "Karanlık ve Işık" ile katıldığı Milliyet Roman Yarışmasında birincilik ödülünüMehmet Eroğlu ile paylaştı. Bu romanı ancak 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adıyla yayımlandı. 1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülünelayık görüldü.


Pamuk'un daha sonra yazdığı kitaplar da çok sayıda ödül kazandı. İkinci romanı olan Sessiz Ev 1984 yılında Madaralı Roman Ödülünü kazandı. Bu romanın Fransızca tercümesi de 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne ödülüne hak kazandı. 1985 yılında yayımlanan tarihi romanı Beyaz Kale ile 1990yılında ABD'de Independent Award for Foreign Fiction ödülünü kazandı ve yurtdışında tanınmaya başlandı.[4] Orhan Pamuk, 2002 yılında yayımlanan Karkitabını, Türkiye'nin etnik ve politik meseleleri üzerine kurulu bir politik roman olarak tanımlamaktadır. Kar romanı Amerika'da 2004 yılında "yılın en iyi 10 kitabından biri" olarak gösterilmiştir. Yıllar geçtikçe Orhan Pamuk'un Türkiye dışındaki ünü artmaya devam etti. 1998 yılında yayımlanan Benim Adım Kırmızı24 dile çevrildi ve 2003 yılında İrlanda'nın ünlü International IMPAC Dublin Literary Award ödülünü kazandı.

Romanlarının dışında, yazılarından ve söyleşilerinden seçmelerin ve bir hikâyesinin yer aldığı Öteki Renkler (1999) ve Ömer Kavur'un yönettiği Gizli Yüz adlı filmin senaryosu (1992) vardır. Bu senaryo,1990 yılında yayımladığı Kara Kitap romanındaki bir bölümden yola çıkılarak yazılmıştır.

Orhan Pamuk, romancılığının yanı sıra insan hakları, düşünce özgürlüğü, demokrasi ve benzeri konulardaki düşüncelerini makaleler ve söyleşiler yoluyla aktarmaktadır. Şubat 2005 tarihinde İsviçre'de yayımlanan Tages-AnzeigerBasler ZeitungBerner Zeitung ve Solothurner Tagblatt adlı gazetelerin haftalık eki olarak çıkan Das Magazin dergisine verdiği demeçte ifade ettiği "Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü ama hiç kimse bunları konuşmaya cesaret edemiyor." sözleri Türkiye'de büyük eleştirilere neden oldu. Yazar, bu sözlerinden ötürü Türklüğe hakaret suçuyla 6 ay ila 3 yıl hapis istemiyle mahkemeye verildi. Mahkeme dünya çapında büyük ilgi uyandırdı. Orhan Pamuk'a karşı açılan bu dava T.C. Adalet Bakanlığı'nın onayını gerektiriyordu. Bu onay verilmeyince 22 Ocak2006 tarihinde mahkeme yetkisizlik kararı verdi ve dava düştü[5].

Orhan Pamuk ABD'de yayımlanan Time dergisinin 8 Mayıs 2006 tarihli sayısının "Time 100: Dünyamızı Biçimlendiren Kişiler" başlıklı kapak yazısında tanıtılan 100 kişiden biri oldu[6]. 2007 Mayıs'ında yapılan 60. Cannes Film Festivali'nde jüri üyeliği yapmıştır[7].

Nobel Ödülü 

Orhan Pamuk 12 Ekim 2006 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak Nobel Ödülü kazanan ilk Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tarihe geçmiştir. Nobel ödüllerini dağıtan İsveç Akademisi'ne yakın çevreler Orhan Pamuk'tan ziyade Adonis adıyla tanınan Suriyeli şair Ali Ahmet Said'e şans tanımaktaydılar. Ancak Akademi'nin 12 Ekim 2006 günü saat 14:00 civarında yayımladığı,

2006 Nobel Edebiyat Ödülü 'Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan' Orhan Pamuk'a verilmiştir.
 

şeklindeki basın bildirisiyle Nobel Edebiyat Ödülü'nün Orhan Pamuk'a verildiği resmen açıklandı.[8] Pamuk 7 Aralık 2006'da, İsveç Akademisi'nde Babamın Bavulu başlığı altında hazırladığı Nobel konuşmasını Türkçe yaptı, Türkçe bilmeyen izleyiciler ellerindeki çeviri metinden konuşmayı takip etti, birçok televizyon kanalı konuşmasını canlı yayınladı.[9] Orhan Pamuk ödülünü 10 Aralık 2006 günü Stockholm Konser Salonu'nda düzenlenen ödül töreninde İsveç kralı XVI. Carl Gustaf'ın elinden aldı.[10]

Romancılığı

Orhan pamuk u01 72.jpg

Orhan Pamuk'un romancılığı postmodern roman kategorisinde değerlendirilmektedir[11]. Eleştirmen Yıldız Ecevit Orhan Pamuk'u Okumak adlı kitabında[12] onun avangard romancılığını değerlendirmektedir. Özellikle Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı'dan yola çıkarak bize kendisini ve olayların gelişimini anlatır. Aynı şekilde edebiyat tarihçisi Jale Parla da Don Kişot'tan Günümüze Roman adlı kapsamlı yapıtında[13], Benim Adım Kırmızı'dan hareketle Orhan Pamuk'un karşılaştırmalı edebiyat bağlamında irdeler. Parla'ya göre Pamuk, Türk romanının aldığı önemli dönemeçlerin sahibi olan bir yazardır. Doğu-batı sorunsalıyla estetik düzeyde hesaplaşmaya yönelen Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay gibi önemli yazarlardan birisidir Pamuk; bu sorunsalı kültürel ve felsefi içerimleriyle edebiyatına taşımış, özellikle Kara Kitap'ta bu tema bağlamında önemli, çok katmanlı bir edebi metin örneği sergilemiştir.

Eleştiriler 

Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülünü kazanması değişik tepkilerle karşılaştı. Yazarı görüşlerinden dolayı geçmişte eleştirmiş bazı kişiler kazandığı ödülden dolayı tebrik ederken, bazı kişiler ödülün Pamuk'a Türkiye'yi aşağılayıcı tutumundan dolayı verildiği iddiasında bulunarak Pamuk'a sırt çevirmeyi tercih ettiler.[14] Orhan Pamuk Nobel ödülünü almadan on ay önce 19 Aralık 2005 Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan Erol Manisalı'nın "Orhan Pamuk Nobel'i Garantiledi" başlıklı yazısı Pamuk'un ödülü almasının ardından popülerleşti ve Orhan Pamuk'un Nobeli hakkındaki olumsuz eleştiriler bu yönde gelişti.[15] TRT'de Banu Avar'ın hazırlayıp sunduğu "Sınırlar Arasında" adlı belgeselin Pamuk'un Nobel ödülünü almasından bir gün sonra yayımlanan bölümünde Pamuk, Nobel ödülleri ve İsveç ile ilgili olumsuz eleştiriler yer aldı.[16] Demirtaş Ceyhun hazırladığı imza metininde Orham Pamuk'un kitaplarını "Amerikan patentli postmodern romanlar olarak" adlandırmış ve "Nobel ödülünün Pamuk'a verilmiş bir ücret" olduğunu söylemiştir.[17] Basında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Orhan Pamuk'u kutlamadığına dikkat çekildi[18]. Ödüle yabancı basından olumsuz eleştiriler de gelmiş, ödülün siyasi sebeplerden dolayı verildiği belirtilmiştir.[19]

Orhan Pamuk'un yargılanmasına sebep olan Kürt ve Ermeniler hakkında söylemiş olduğu sözlerin yanında eserlerinde Atatürk hakkında kullandığı üslup ve yazıları da oldukça eleştirildi. Aşağıdaki paragraf yazarın kitaplarından alıntıdır:

Çocukluğunda kız kardeşiyle tarlada karga kovalayan sapık bir padişah... Sonra kasaba meydanına dolanır, Atatürk heykeline sıçan güvercinleri ayıplar... Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına Cumhuriyet'i emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu... Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük bir felaket olduğu...[15][20].

İntihal suçlaması 

Bir kısım edebiyatçı Orhan Pamuk'un eserlerindeki bazı bölümlerin diğer yazarlara ait başka eserlerden fazlasıyla esinlendiğini savunmakta, özellikle bazı romanlarındaki belli kısımların diğer kitaplardan neredeyse tamamen alıntı olduğunu öne sürmektedir. Hürriyet Gazetesi yazarı Murat Bardakçı 26 Mayıs 2002 tarihinde belgeleri ile yazarı sahtecilik ve intihal ile suçlamıştır. Murat Bardakçı'ya göre Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı romanı, hikâyesi ve anlatım şekli ile Amerikalı yazar Norman Mailer'in Ancient Evenings adlı romanının bir kopyasıdır. Ayrıca suçlamalara göre Orhan Pamuk'unBeyaz Kale adlı romanı Fuad Carım'ın Kanuni Devrinde İstanbul isimli eserinden birebir pasajlar içermektedir.[21] Orhan Pamuk günümüze dek bu konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmamıştır.

Sri Lanka Edebiyat Festivali

Orhan Pamuk'un Sri Lanka'da düzenlenecek olan Edebiyat Festivaline katılması Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (Reporters sans frontières) tarafından eleştirildi. Örgüt Orhan Pamuk'u ve festivale katılmak isteyen diğer edebiyatçıları Sri Lanka'daki baskıları meşru hale getirmekle suçladı.[22][23]

Orhan Pamuk davası 

Yazar Orhan Pamuk, Das Magazin adlı haftalık İsviçre dergisine verdiği bir röportajda, "Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü. Benden başka kimse bundan bahsetmeye cesaret edemedi" açıklamasında bulununca hakkında TCK'nın 301. maddesinden ‘Türklüğe hakaret’ davası açılmıştı.

16 Aralık 2005'de ilk duruşması yapılan Pamuk davası Adalet Bakanlığı'ndan beklenen yazı gelmediği için 7 Şubat 2006 tarihine ertelenmişti.

Şişli Asliye Ceza Mahkemesi, bu tür davalar için Adalet Bakanlığı'nın yazılı izninin gerektiğini belirtmiş ve izin verilip verilmediğinin sorulması için bakanlığa yazı yazılmasına karar vermiş, duruşmayı da 7 şubata ertelemişti. Duruşmanın ertelenmesi kararına AB yetkililerinden tepki gelmiş, yetkililer birbiri ardına eleştirilerde bulunmuştu.

Dava günü Şişli Adliyesi önündeki Pamuk ve yabancı yetkililere yönelik protesto gösterileri de, Türkiye ve dünya basınında önemli yer tutmuştu.

AB - Türkiye Karma Parlamento Eş Başkanı Joost Lagendijk"hükümet, parlamentoya değişiklik yasası getirebilir. Yapılacak şey budur. Türkiye'nin imajına büyük bir zarar vermiştir. Avrupa'da kötü bir imaj doğmuştur. Ünlü bir yazar hakkında dava açarsanız, dışarıda milliyetçiler bu yazarı dövmek için arabasına saldırırsa, burada ciddi bir sorun vardır" demişti.

AP Türkiye Raportörü Camiel Eurlings de, hükümetin yazar Orhan Pamuk davasını düşürmesi gerektiğini belirterek, hükümet reform taahhüdüne sadık kalmalı şeklinde konuşmuştu.

Türkiye ile AB arasında ciddi gerilime neden olan Orhan Pamuk’un hakkındaki dava 22 Ocak 2006 tarihinde düştü.

Adalet Bakanlığı, Şişli İkinci Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği yazıda, Yeni Ceza Yasası gereği izin yetkisi olmadığını hatırlatarak, Pamuk'un yargılanması için Adalet Bakanlığı’nın izin verdiğine ilişkin belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın düşmesine karar vermişti.

Yayımlanmış eserleri 

Ödülleri 

Fahri Doktoraları 

Onur Üyelikleri 

 
   
Bugün 14 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol