gulsahtprk
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ömer Seyfettin
  Namık Kemal
  Yahya Kemal Beyatlı
  Cemal Süreyya
  Halide Edip Adıvar
  Ahmet Hamdi Tanpınar
  Arif Nihat Asya
  Esat Mahmut Karakurt
  Hüseyin Nihal ATSIZ
  Hamdullah Suphi Tanrıöver
  İsmail Gaspıralı
  Mehmet Fuat Köprülü
  Nihad Sami Banarlı
  Mehmet Emin Yurdakul
  Mehmet Akif Ersoy
  Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
  Necip Fazıl Kısakürek
  Peyami Safa
  Reha Oğuz Türkkan
  Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  Yusuf Akçura
  Yunus Emre
  Yavuz Bülent Bakiler
  Ziya Gökalp
  Nüvide Gültunca Tulgar
  İsmet Özel
  Fazıl Hüsnü Dağlarca
  REŞAT NURİ GÜNTEKİN
  Orhan Pamuk
  Cahit Sıtkı TARANCI
  Zülfü Livaneli
  Nail Abbas Sayar
  Abdi İpekçi
  Abdullah Cevdet
  Abdülbaki Gölpınarlı
  ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
  Abdülhak Şinasi Hisar
  Abidin Dino
  Adalet Ağaoğlu
  Adalet Cimcoz
  Adnan Binyazar
  Adnan Özer
  Afşar Timuçin
  Ahmedi
  Ahmet Altan
  AHMED ARİF
  Ahmet Hikmet Müftüoğlu
  AHMET HAMDİ TANPINAR
  Ahmet Haşim
  Ahmet İhsan Tokgöz
  Ahmet Kabaklı
  AHMET KUTSİ TECER
  AHMED MİTHAD EFENDİ
  Ahmet Muhip Dıranas
  Ahmet Oktay
  AHMET PAŞA
  Ahmet Rasim
  Ahmet Şuayip
  Ahmet Ümit
Nüvide Gültunca Tulgar

nüvide gültunca tulgar ile röportaj

- ilk olarak şu soruyu sormak istiyorum.  nüvide gültunca tulgar kendini nasıl anlatır?

kendi kutup yıldızı 2′den bir anekdotla başlamak istiyorum. “arthur schopenhauer, dresden’de bir serayı geziyordu. oradaki bitkilerden birine aşırı bir ilgi gösteriyor gibiydi. onun ilgisini farkeden görevli schopenhauer’ı bu konuda uzman zannetti ve yanına yaklaşarak sordu:

“kimsiniz ?”

schopenhauer yavaşça görevliye doğru döndü. cevap vermeden önce bir süre durdu ve şöyle dedi:

“eğer bu soruya benim adıma cevap verebilirseniz, size ömür boyu minnettar kalırım!”

nüvide tulgar ise kendini şöyle anlatır: çok okuyan, çok düşünen, sürekli kendini geliştirmeye çalışan, öğrenmek için hiç durmadan araştıran, bilginin sürekli peşinden giden, meraklı  biri… sadece tarihe duyduğum ilgi yüzünden 35 yaşında üniversite’ye dönüp master yapmam sanırım bunun iyi  bir örneği.

- şu ana kadar iki kitabınızı okudum (kendi kutup yıldızını bul 1 ve 2). bu iki kitap; başarılar, ilham verici hikayeler ve muhteşem sözlerle doluydu. neden böyle bir derleme yapmayı düşündünüz?

aslında kitap olsun diye derleme yapmayı hiç düşünmedim. derleme zaten vardı kitap olur mu diye düşündüm. okumuş olduğum kitaplardan, alıntıları, güzel sözleri, beni çok etkileyen hikayeleri bir araya toplamıştım. mümin sekman ile tanışınca bunların kitap olabileceği fikri ortaya çıktı. bu nedenle kendi kutup yıldızını bul 1’in çok sevildiğini düşünüyorum. çok doğal bir şekilde, kendiliğinden bir kitaba dönüştü çünkü.


- “kişisel gelişim” konusunda kitaplar yazıyorsunuz. peki siz ne tür kitaplar okuyorsunuz?

her türde kitap okuyorum. özellikle takip ettiğim yazarlar var. bir yazar beni çok etkilemişse tüm kitaplarını okurum. eğer  yazar yabancıysa ve kitapları henüz türkçe’de yayınlanmamışsa yurtdışından getirtir yine okurum. türkiye’de ise bazı yazarları gerçekten severek bazılarını ise meraktan okuyorum. bazı dönemlerde de  konuya göre kitap seçimi yaparım. bir dönem sadece tarih kitapları okudum mesela, ortaçağ tarihi, yakın tarih, araştırma kitapları, new age akımına ait kitaplar, yabancı çok satan romanlar, yerli çok satan romanlar, ilk baskısı 110 yıl önce yapılmış kitaplar… günde bir kitap bitirdiğim oluyor. sanırım biraz hızlı okuyorum bir de kitap okumak benim için çok önemli. akşamları evimizde hiç tv açılmadığı olur. gerçekten ama gerçekten etrafımda insanların konuştuğu dizilerle ilgili pek fikrim olmaz. mesela ben akşamlarımı kitap okuyarak geçirmeye çalışıyorum. hayatta en değerli şey zaman. bunu bizim yaşımıza gelince daha iyi anlayacaksınız ve tv karşısında geçirilen zamana bir gün siz de acıyacaksınız, o saatler bir daha geri gelmeyecek. neden daha yararlı bir şey yapmayalım o sürede…

 

 

 

- takip ettiğiniz veya üslubunu beğendiğiniz bir yazar var mı?

takip ettiğim pek çok yazar var. umberto eco, martha beck, paulo coelho gibi. ancak son zamanlarda türk edebiyatçılarını daha yakından tanımaya çalışıyorum. çok değerli yazarlarımız var. adnan binyazar, tahsin yücel, mehmet zaman saçlıoğlu gibi. hepsiyle tanışma fırsatım olduğu için de kendimi çok şanslı sayıyorum.

üslubunu en beğendiğim yazar ise toni morrison. kendisi nobel edebiyat ödülü alan ilk siyahi kadın yazar aynı zamanda. hiç okumadıysanız okumanızı öneririm. dili çok sade olmasına rağmen çok çarpıcı. elbette bunda başarılı çevirinin de etkisi var.

 

- önümüzdeki yıllarda, belirli bir olay örgüsü içinde geçen ve ana kahramanın başarı öyküsü anlatan bir roman yazmayı düşünüyor musunuz?

bu sorunuz beni çok şaşırttı çünkü gerçekten de çok yapmayı arzu ettiğim bir şey bu. bir roman yazmayı düşünüyorum evet. hatta düşünmekle kalmadım, sayfalarca not yazdım. ilk bölümleri kaleme aldım, yaratıcı yazarlık kurslarına katıldım. hazır olduğumda bu kitap kendiliğinden ortaya çıkacak biliyorum. sadece zaman veremiyorum.

- hayatınıza yön veren bir konuşma, olay, öykü ya da bir söz var mı? varsa bizimle paylaşır mısınız?

 

 

hayatıma gerçek manasıyla yön veren bir kitap oldu mu? evet oldu. 1999 yılında oprah winfrey’in biyografisini okuduktan sonra pek çok şey değişti. 36 yaşında intihar etmek üzere olan bir kadının bugün nasıl olup da abd’nin en etkin ve en zengin kadını olduğunun hikayesi beni çok etkiledi. zaten onun yaşam hikayesini mümin sekman’ın azmin zaferi öyküleri adlı kitabında da anlattım. size özetle şunu söyleyebilirim ki oprah winfrey bugün bulunduğu noktaya kitap okuyarak geldiğini söylüyor. “henüz lisede öğrenciyken babamının zorla okuttuğu kitaplar olmasa bugün bambaşka bir yerdeydim” diyerek okumanın önemini her zaman vurguluyor.

oprah winfrey’in kim olduğunu öğrendikten sonra onun ve ekibinin çıkarttığı dergiyi takip etmeye başladım. burada makale yazan martha beck beni en çok etkileyen ikinci kişi oldu. martha beck’in finding your own north star (kendi kutup yıldızını bulmak) adlı kişisel gelişim kitabı bana çok şey öğretti ve ben de onun coşkusuyla kitabıma kendi kutup yıldızını bul adını verdim. o günden beri de martha beck’in kitaplarının türkçe’de yayınlanması için uğraşıyorum. nihayet alfa yayınevi martha’nın kitap haklarını almaya başardı. kitaplar şu an çeviride sanırım sonbahar gibi, amerika birleşik devletleri’nin en iyi yaşam koçu kabul edilen martha beck’in kitapları raflarda olacak. okumanızı çok isterim.

 

- kendi kutup yıldızını bul 1 ve 2 için aldığınız eleştiriler ne yöndeydi?

kitaplar genellikle beğenildi. eğer olumsuz eleştiri alıp almadığını soruyorsanız tek bir noktada aldı. internet kaynaklı yazıları kullanmış olmam eleştirildi. onların da sayısı çok fazla değildi zaten, kitabın cep boyunu hazırlarken tamamını çıkardık.

 

 

- kendi kutup yıldızını bul 1 ve 2′yi bitirdiğimde gerçekten şaşırdığım ve ibret aldığım çok şey vardı. başarmanın, azmin ve çalışmanın ne gibi sonuçlar doğuracağını en güzel örneklerle anlatmışsınız. bu iki kitapta, alıntı yaptığınız kitapları düşününce gözlerimin önünde büyük bir kütüphaneye sahip olduğunuz canlanıyor. bu doğru mu?

büyük bir kütüphaneye sahip olduğum doğru. şu anda kütüphanemde aşağı yukarı bin kadar kitap var. bu rakam son üç yılda edindiğim kitaplardan oluşuyor. ondan önce halkalı’da bir liseye bağışladım kitaplarımı. okulun müdürü ve tarih öğretmeni bizzat evime gelerek, okul kütüphanesinde çocuklara yardımcı olacaklarını düşündükleri kitapları bizzat seçip götürdüler. birkaç yıl  önce de beşiktaş belediyesinin düzenlediği bir kampanyaya bağışlamıştım. on yıl önceyse, bir özel dernek aracılığıyla, doğu’da bir üniversitemize yolladım tüm kitaplarımı.  ancak bu kez kitaplarımdan ayrılmayı düşünmüyorum. sadece yeni kitaplar değil, sahaflardan topladığım eski ama değerli kitaplarla yeniden bir kütüphane oluşturdum. onlar benim dünyaya açılan pencerem, ufkum, ışığım…

 

- kendi kutup yıldızını bul – 2′de bulunan “yabani uluslar dışında her ülke, kitaplar tarafından yönetilir.” sözünün ele alalım. sizce türkiye kitaplar tarafından yönetilen bir ülke mi?

türkiye kitaplar tarafından yönetilen bir ülke evet, ama aynı zamanda yayınlanmamış kitapların mahkum edildiği bir ülke ki bu da beni çok üzüyor.

 

- son olarak başarıya ulaşma yolunda ilerleyen gençlere, yani bizlere, ne gibi önerileriniz var?

genç arkadaşlarım; öncelikle hayatınızda her şeyin kendi elinizde olduğunu bilin. hayatınızı kendi yapacağınız seçimler sonucunda şekillendireceksiniz. özellikle lise yılları en bilinçli olmanız gereken yıllar çünkü şimdi ne ekerseniz, gelecekte onu biçeceksiniz. yarın, bugün alacağınız kararların sonuçlarını yaşayacaksınız. o yüzden önemli kararlar alırken iyi düşünün, büyüklerinize danışın. onların dediklerini bire bir yapmak için değil belki ama onların yaşadıklarından ders almak için dinleyin onları. tecrübeye kulak verin, ebeveynlerinizin öğütlerini dinleyin. onlar hatalarını yapmış derslerini almışlardır. sizin de öğrenmek için aynı hataları yapmanıza gerek yok. ancak hayatınızın yönünü, yüreğinizin sesine göre belirleyin. sizin hayattaki başarınız okulda aldığınız notlarla ya da üniversite sınavında alacağınız puanla ölçülmeyecek. hayatınızda mutlu olduğunuz sürece, dolu dolu yaşadığınız sürece, gerçekten yapmak istediğiniz şeyi yaptığınız müddetçe başarılı olacaksınız. örneğin aileniz sizin doktor ya da mühendis olmanızı istiyor olabilir, siz de aynısını istiyorsanız harika. ama büyükleriniz sizin için doktor olma hayalleri kurarken siz boynunuzda fotoğraf makinesiyle dünyayı gezmeyi düşlüyorsanız, tıp fakültesinden uzak durun derim.

 
   
Bugün 34 ziyaretçi (41 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol