Cahit Sıtkı Tarancı

Hayatı
Cahit Sıtkı Tarancı, Diyarbakır'ın soylu ailelerinden olan Pirinçcizadeler'dendir.[1] 2 Ekim 1910 yılında dünyaya gelen Tarancı'nın babası Bekir Sıtkı, annesi Arife Hanım'dır.[2] Diyarbakır'da ilk eğitimini tamamladı. Orta öğrenim için buradan İstanbul Kadıköy Fransız Saint Joseph Lisesi'ne gönderildi ve burada dört yıl eğitim aldıktan sonra 1931 yılında Galatasaray Lisesi'ne gitti. 1931-1935 yılları arasında Mülkiye Mektebi'nde ve Yüksek Ticaret Okulu'nda okudu.[2] 1938-1940 yılları arasında Paris'te Sciences Politiques'te yüksek öğrenimini tamamladı. Paris'teyken Paris Radyosu'nde Türkçe yayınlar spikerliği yaptı.[3] 1940 yılında İkinci Dünya Savaşı sırasında bisiklet ile kaçarak Lyon ve Cenevre yoluyla Türkiye'ye geri döndü.[3] Askerliğini ise 1941-1943 yıllarında Ege'nin küçük kentlerinde yaptı.[3] İlkokulu Diyarbakır'da bitirdikten sonra, Galatasaray Lisesi'nde okudu. Fransızcayı çok iyi öğrenerek Baudelaire, Rimbaud, Mallarme'yi özümsedi. İkinci Dünya Savaşının çıkması üzerine okulunu tamamlayamadan yurda döndü. 1946'da CHP Şiir Ödülü'nde birincilik aldı. Anadolu Ajansı ve Çevirme Bakanlığı'nda tercüman olarak çalıştı. 1953 yılında, genç yaşta ağır bir hastalığa yakalandı. 1956 yılında tedavi için Avrupa'ya götürüldü; fakat iyileşemedi. Aynı yıl Viyana'da öldü.
Üslûbu
Sanat için sanat ilkesine bağlı kaldı.[kaynak belirtilmeli] Ona göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır.[kaynak belirtilmeli] Vezin ve kafiyeden kopmamış; ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Açık ve sade bir üslubu vardır. Çoğu gerçeğe bağlı olan mecazları, derin, karışık ve şaşırtıcı değildir. Uzak çağrışımlara ve hayal oyunlarına pek itibar etmemiştir. Zaman zaman bazı imaj ve sembollere başvurmuştur.
Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiş, nedense hep ölümün üstüne gitmiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur.
Çeşitli gazetelerde tefrika edilen hikâyeleri 1976 yılında yayınlandı. Ayrıca mektupları da Ziya'ya Mektuplar (1957) başlığı altında güzel olarak kitaplaştırıldı.
Eserleri
Şiir kitapları
- Ömrümde Sükut (1933)
- Otuz Beş Yaş (1946)
- Düşten Güzel (1952)
- Sonrası (1957)
|
Mektupları
- Ziya’ya Mektuplar (Ölümünden sonra 1957. Ziya Osman Saba'ya mektupları)
Öykü kitapları
- Gün Eksilmesin Penceremden (Ölümünden sonra derlendi)
|